PRAG
Prag (Çekçe Praha) Çek Cumhuriyeti'nin
başkenti ve en büyük şehri. Geçmişte Çekostovakya'nın
da başkentiydi. Orta Bohemya'da Vltava Nehri'nin
üzerinde yer alır ve 1.2 milyon nüfusu vardır. Prag, geniş bir kitle tarafından
dünyanın en güzel şehirlerinden biri olarak gösterilir. "Altın
Şehir", "Doksanların Sol Bankası", "Masal Şehri",
"Şehirlerin Anası" ve "Avrupa'nın Kalbi" gibi isimlerle de
anılır. 1992'den beri Prag'ın tarihi merkezi, UNESCO'nun dünya mirasları listesinde yer
almaktadır. Prag'ın bir özelliği de 2. Dünya Savaşı'nda pek zarar görmemiş
olmasıdır. Bu sayede bir çok tarihi ev ve mekanı barındırır. Yüzlerce yıllık
tarihi boyunca doğal afetler ve savaşların neredeyse hiç uğramamasından olsa
gerek, Prag’ın tarihi yapısı Avrupa’nın çoğu şeklinden daha iyi korunmuş
durumda. Hâlâ ayakta olan taş yollar, köprüler, katedraller ve birçok başka
yapı Prag’a günümüzde az bulunan bir atmosfer kazandırıyor. Avrupa’nın en güzel
şehirlerinden biri olarak görülen Prag, günümüzde Orta Avrupa’nın en önemli
turizm merkezlerinden biri haline gelmiş; her yıl milyonlarca turist bu
görkemli kenti ziyaret ediyor. Prag’ın mimari dokusu, Gotik,
Roman, Barok, Rönesans, Modern örneklerle, tüm Avrupa usluplarını görmek mümkün. şehrin hemen her yerinde sokak müzisyenleri
var. opera ya da müzik merkezleri inanılmaz ihtişamlı ve tarihi.
TARİHİ
Yerleşimi 9. yüzyılda başlayan Prag, kısa
süre içinde bölgenin krallarının yaşadığı kent haline geldi. 14. yüzyılda IV.
Charles döneminde önemli geliştirmeler yapılan şehir, o dönemde Avrupa’nın en
büyük üçüncü şehri haline geldi.Yüzyıllar boyunca Prag özellikle önemli Çek,
Alman ve Yahudi nüfusu başta olmak üzere, birçok farklı etnik grubu içerisinde
barındırdı. Günümüzde Prag olarak adlandırılan şehir aslında 1784’te
birleştirilene kadar Hradcany, Malá Strana, Staré Mesto ve Nové Mesto adında
dört ayrı şehirden oluşuyordu. I. Dünya Savaşı’nın ardından Prag,
Çekoslovakya’nın başkenti haline geldi.II. Dünya Savaşı’nda Nazilerin eline
geçen şehrin kendisi (Avrupa’nın birçok büyük şehrine kıyasla) önemli bir zarar
görmese de, Yahudi nüfusunun çoğunu kaybetti. Savaştan sonra nüfusun
çoğunluğunu oluşturan Almanlar şehirden çıkarıldı ve Prag neredeyse 50 yıl
Sovyetler Birliği’nin kontrolünde kaldı. Daha sonra tekrar Çekoslovakya’nın
eline geçen şehir, 1993’te bu devletin
bölünmesiyle yeni Çek Cumhuriyeti’nin
başkenti oldu.
KENT YAPISI
Şehir 1'den 22'ye kadar
bölgelere bölünmüş. Burada tarihi şehir 1.bölge(Praha 1) oluyor. En merkezi nokta Prag 1 ile başlayıp merkezden uzaklaştıkça 20li
bölgelere kadar devam ediyor. Şehrin merkezi, Nehrin kıyısına kurulmuş,
katedral kule gibi anıtsal binaların bulunduğu ihtişamlı ve geniş meydanları, arnavut kaldırımlı, dar sokaklarıyla
organik gelişmiş klasik
bir ortaçağ kenti. Prag’ta tarihi
binalar sadece kent merkezi ile sınırlı değil, şehrin her yerinde görmek mümkün
fakat Eski şehirden uzaklaştıkça
sokaklar plana oturarak gridleşiyor ve yeni ve modern binalara da rastlıyoruz. Yine merkezden
uzaklaştıkça konut alanları da yoğunlaşıyor. Kentin
bir ucundan diğer ucuna metro ve otobüs kullanarak ulaşmak mümkün.
Prag
Kalesi: Kale şehre göre
tepede kalıyor. Biz de geziye buradan başladık daha sonra aşağıya indik Kale, içindeki saray ile mimarisi ve büyüklüğüyle göz kamaştıran
katedral, müzeler, Romanesk manastır, Altın sokak ve çeşitli galerilerin olduğu
binalardan oluşuyor. Kalede en dikkat çeken yapı, uzun yıllar inşaatı
tamamlanamayan, Çek Cumhuriyeti'nin en büyük katedrali Aziz Vitus. Gotik usluptaki katedral, dünyanın 5. büyük katedrali.
Kaleden aşağı doğru yürürken, Prag'ı panoramik izlemek mümkün.
Charles Köprüsü: Vltava nehrini süsleyen en önemli köprü. Adını aldığı kral 4. Charles
tarafından yaptırılan köprüde, çeşitli konuları anlatan veya Azizleri
simgeleyen 30 heykel bulunuyor. Sokak
ressamları ile seyyar hediyelik eşya satıcılarının bulunduğu köprünün Prag'ın
en fazla turist çeken tarihi yerlerinden biri.
Old
Town Square: Köprüden
geçtikten sonra biraz yüründüğünde artık Prag'ın şehir hayatı
ve ünlü astronomik saat kulesinin de bulunduğu eski şehir meydanı karşımıza
çıkıyor.
Tarihi meydanda Prag’ın meşhur astronomik
saat kulesi ve Tyn Kilisesi bulunuyor.
Her saat başı birçok turistin önünde toplandığı saat kulesinde yelkovan her
12'yi gösterdiğinde ilginç bir gösteri başlıyor.
Üzerinde 12 burcun da temsil edildiği saatin üst kısmında, her saat başı çanlar çaldığında iki küçük pencere açılıyor ve içinden 12 havariyi temsil eden heykeller çıkıp izleyenlere selam veriyor. Aynı anda saatin sağ yanındaki yaşam ve ölümü temsil eden iskelet figürü elindeki asayı yere vurup, ''topraktan gelip toprağa gitmeyi'' hatırlatıyor.
Dancing
house: Çek kökenli bir mimar olan Vlado Milunić’in Frank Gehry ile işbirliği yaparak boş olan ve nehir
kıyısında yer alan bir alanda tasarladığı binadır. Dekonstrüktivizm stildeki yapı bölgede yaygın olan Barok, Gotik ve Art Nouveau binalar arasında oldukça dikkati
çekiyor.(Praha 2’de)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder